Bitcoin’in Türkçe ifadeyle “teknik döküman” diyebileceğimiz whitepaper’ı 13 yıl önce bugün Satoshi Nakamoto tarafından yayımlandı.
31 Ekim 2008’de, metzdowd.com’daki adlı bir e-posta listesinde yayımlanan belge, bugün bildiğimiz şekliyle Bitcoin’i ortaya çıkardı. Satoshi Nakamoto’nun kim olduğu hala bilinmezken yayımladığı 9 sayfalık bu belge, finans sisteminde adeta bir devrimin başlangıcı oldu. Bitcoin’in açtığı kapı, diğer kripto paraları, farklı blok zinciri teknolojilerini, NFT’yi, DeFi’ı, GameFi’ı ve burada sayamayacağımız daha birçok kavramı hayatımıza dahil etti.
Bitcoin hayali, bundan 100 yıl öncesine kadar götürülebilir. 1921 yılında, tüm zamanların en önemli iş insanlarından biri kabul edilen Henry Ford, Bitcoin’e benzer bir para biriminin hayalini kuruyordu. Ford, altının yerini alacak bir “enerji aparası” geliştirmeyi planlıyordu. Bu para ile hedefi, parayı kontrol etmekle ilgili olduğunu öne sürdüğü savaşları sona erdirmekti. 1921’de dönemin en çok satan gazetelerinden New York Tribune’e verdiği demeçte şöyle diyordu:
“Altın, kontrol edilebilen bir varlık olduğundan savaşlara yol açıyor. Kontrolü yok et ve savaşı durdur.”
Ford’un sözlerinin yer aldığı New York Tribune manşeti
Satoshi Nakamoto’nun ortaya koyduğu Bitcoin, Ford’un “enerji parası” tanımına uyuyor. Buradan bakıldığında, bu 100 yıllık hayalin bugün gerçekleşiyor olduğunu söyleyebiliriz.
Bitcoin’den öncesine kadar birçok benzer para denemeleri yapıldı. Nakamoto’nun da whitepaper’da atıfta bulunduğu Hascash ve B-Money onlardan bazılarıydı ancak hiçbiri Bitcoin’in elde ettiği başarıyı yakalayamadı. Bunun belli başlı sebepleri vardı. Birincisi, Bitcoin’in çözdüğü, bir paranın iki veya daha fazla kez harcanması, yani “çift harcama” sorunuydu. İkincisi, kurucuları açık kimlikleriyle ortadaydı. Görünüşe göre Nakamoto bundan bazı dersler çıkarmıştı ve bu nedenle kimliğini gizlemeyi seçti. Mevcut finansal düzene adeta meydan okuyan bir paranın kurucu ismi olarak ortada gözükmek hem hayati bir riskti hem de Bitcoin’in varlığına tehdit olabilirdi.
Bilindiği üzere Bitcoin, emlak balonunun yol açtığı, 2008’deki küresel mali kriz döneminde piyasaya sürüldü. Bitcoin blok zinciri, 3 Ocak 2009’da çalışmaya başlarken ilk blokta yaşanan finansal krize bir atıfa da yer verildi. Nakamoto, Bitcoin’in ilk bloku olan ve “genesis blok” olarak da bilinen bu bloka, The Times gazetesinin tarihi manşetini kazımıştı: “Şansölye, Bankalar için İkinci Kurtarma Paketinin Eşiğinde.”
Nakamoto, yazdığı whitepaper’da finansal işlemlerin bir üçüncü tarafa güvenmeksizin gerçekleştirilebilmesine olan ihtiyacı vurguluyordu ve bunu şöyle ifade ediyordu:
“İhtiyacımız olan, güven yerine kriptografi kanıta dayalı, iki tarafın üçüncü bir güvenilir kişiye gerek duymadan doğrudan birbirleriyle işlem yapabileceği bir elektronik ödeme sistemidir.”
Nakamoto, burada Bitcoin’i “dijital imzalar zinciri” olarak tanımlıyordu.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi ve whitepaper’da ortaya konduğu üzere Bitcoin, önemli bir sorun olan “çift harcama” problemini çözüyordu. Bunu Adam Back’ın geliştirdiği Hashcash’in iş kanıtı (proof-of-work) sistemine dayanarak yapıyordu. Nakamoto’ya göre, merkezi olmayan bir sistemde bir işlemin gerçekleşmediğini kanıtlamanın tek yolu tüm işlemlerden haberler olmaktı:
“Merkeze dayalı modelde, merkez tüm işlemleri bildiğinden hangisinin önceki işlem olduğuna karar verebilir. Bunu güvenilen bir taraf olmadan başarabilmek için işlemler açıkça ilan edilmelidir ve katılımcıların işlemlerin gerçekleşme sırası konusunda hemfikir olacağı bir sisteme ihtiyacımız vardır.”
Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin whitepaper’ını duyurduğu e-posta: “Herhangi bir üçüncü tarafın olmadığı, tamamen eşten eşe yeni bir elektronik nakit sistemi üzerinde çalışıyorum.”
Nakamoto, whitepaper’ın devamında Bitcoin’in teknik esaslarını ortaya koymaya devam ediyor. Zaman damgası sunucusunun ne olduğunu, iş kanıtının nasıl çalıştığını ayrıntılarıyla açıklıyor. Son olarak da gizliliğin önemine, teşvik mekanizmasına değiniyor.
Whitepaper’ın yayımlanmasından sonra Bitcoin’in hayata geçmesi Ocak 2009’u buluyor. İlk Bitcoin transfer işlemi ise 12 Ocak 2009 tarihinde gerçekleşiyor. Nakamoto o tarihte, yıllar boyu kriptografi üzerine çalışmış olan Hal Finney’e Bitcoin’in 170. Blokunda 10 BTC gönderiyor ve ilk Bitcoin işlemi bu şekilde gerçekleşiyor. Finney de o sıralarda Bitcoin yazılımını çalıştırdığını ifade eden aşağıdaki tweet’i paylaşıyor:
Running bitcoin
— halfin (@halfin) January 11, 2009
Finney, daha sonra ilk Bitcoin işlemini bir test amacıyla yaptıklarını ifade etti:
“Satoshi, yazılımın ilk sürümünü yayınladığında hemen indirdim. Sanırım Satoshi dışında Bitcoin’i kullanan ilk kişi bendim. 70 küsur blok çıkardım ve daha sonra ilk Bitcoin işleminin alıcısı oldum. Satoshi, bana 10 coin göndermişti. Daha sonraki birkaç gün boyunca Satoshi ile e-posta üzerinden yazıştım. Çoğunlukla hataları bildiriyordum ve onları düzeltiyordu.”
O günlerde blok ödülleri 50 BTC’ydi ve madencilik zorluğu ise, bugünkü 20 trilyona kıyasla sadece 1’di. Elbette Bitcoin’in herhangi bir dolar karşılığı yoktu. Bugün 10 BTC, 600 bin dolar değerinde.
Whitepaper’ın yazarı olan Nakamoto, internette son olarak 2011 yılının Nisan ayında görüldü ve sonrasında hiçbir şey yazmadı.
Bitcoin ise günümüzde 1 trilyon doları aşkın piyasa değeriyle dünyanın en büyük kripto parası oldu. Bugüne kadar dünya üzerinde çok sayıda kişiye ilham verdi ve peşinden yeni teknolojileri, bambaşka fikirleri sürükledi. Dünyayı değiştirdi ve değiştiriyor. Her şeyin başlangıcı ise 9 sayfalık bir belge ve onun yazarı Satoshi Nakamoto’ydu. Teşekkürler Satoshi!
Yorumlar kapalı.