Sanırım herkes ABD’deki %7.5 enflasyon oranının son 40 yılın en yüksek enflasyon oranı olduğunu biliyordur.
Aynı zamanda yıllık bazda da geçen seneyle karşılaştırırsak geçen yıla göre ciddi bir enflasyon verisi farkı olduğunu görebiliyoruz.
Yani hem yıllık bazda, hem aylık bazda hem de tarihsel bazda oldukça yüksek bir enflasyon oranından bahsediyoruz.
Peki enflasyonun sebepleri nedir diye düşünürsek;
Merkez bankalarının kontrolsüz para basması. Covid ile dünyada bozulan tedarik zincirleri Evden çalışmanın yaygınlaşması ama böylece ofislerde ya da ortak çalışma alanlarındansa herkesin barınma ihtiyaçlarını bireysel karşılama gerekliliği.(Elektrik-Doğalgaz-Su-gıda…) İşsizlik ve gene kontrolsüz para dağıtımıyla evde oturan vatandaşın ayakta kalmasını sağlama çabası. Para basma ve faizin %0 olduğu ortamda riskli yatırımlara yönelen parası olan azınlık, fiyatların dolaylı artışı ve bunun sebebiyle oluşan gelir dağılımı adaletsizliğinin derinleşmesi.
Finansal piyasalarda fon yöneticileri, traderlar, ekonomistler arasında 2022 yılı için bir inanış var o da enflasyonun geçici olduğu anlayışı ve FED’in faiz arttırımı hamlelerinin sınırlı kalacağı ve piyasaları da kısıtlı süreyle etkileyeceği düşüncesi.
Diğer bir kamp ise ki bu kamp daha global ölçekte ciddi bir ekonomik-sosyal dönüşümden ve uzun dönemli borç krizinin yaratacağı etkilerden bahsediyor. Bu kampın beklentisi ise enflasyonun faiz artışıyla çözülemeyeceği, Fed’in ciddi bir parasal sıkılaştırma program uygulaması gerektiği, ve bu programda da paraya ulaşmanın, kazanmanın zorlaşacağı.
Saçılan paraların, borçların geri ödeme zamanında (ki bu dönem riskli yatırımlar için zor dönemlerdir) gelir dağılımının tekrardan normalleşeceği uzun soluklu bir dönem. Tabi referans almak istersek bu konuda Ray Dalio’nun son kitabı Dünyanın değişen düzeni kesinlikle okunması gereken bir kitaptır.
Bu tarz dönemleri kitabında Ray Dalio; geçtiğimiz belki 1000 yılda imparatorlukların çöküşü, dünyada rezerv paranın değişimi, dünyadaki güç dengelerinin değişimi, önemli hastalıklar, savaşlar, iç savaşlar’ın takip ettiğini göstererek açıklıyor. Durumu bu kadar dramatik hale getirmemize gerek olmayabilir fakat 2008’den beri devam eden parasal genişlemenin sonlanacağını ve artık paraya,krediye sağlanan kolay ulaşımın tersine döneceği bir dönemi yaşayacağımız gerçeğini bence aklımızdan çıkarmamamız lazım.
Ben açıkçası önümüzdeki dönemi şöyle tanımlıyorum; FED faiz arttırımı ve parasal sıkılaştırma için oldukça geç kalmış durumda. Bugün baktığımızda hala Mart ayı’na kadar FED’in varlık alımları devam ediyor bu bile aslında FED’in ne kadar geç kaldığının bir göstergesi. Eğer bu sene başına kadar en azından varlık alımlarını bitirip, 2022 senesine faiz artışlarıyla girilseydi ve Mart ayı için de parasal sıkılaştırma detayları açıklansaydı çok daha etkili bir çözüm olabilirdi.
Bu süreyi FED enflasyon geçici diyerek ve 2021 hedeflerinin %2 enflasyon olduğunu bu hedefe de ulaşacaklarını söyleyerek devam etti. Geldiğimiz noktada enflasyon %7.5. Yani aslında son aylarda FED’den gördüğümüz tutum oldukça şahin bir tutum olma yoluna ancak girebildi ve bu durumu 1-2 hafif faiz artışı çözemeyecek durumda.
Yani bu durumda FED’in 2 seçimi olacak ve seçimde bir tarafı memnun ederken, diğer tarafı mutsuz edecek. FED’in tüketici finanslarına ait anketlerinde ABD halkının %40’ının 1000 dolardan daha az birikimi olduğunu ve aynı zamanda kirada oturan bireyler olduğunu gösteriyor. Bu kişilerin borsayla işi yok, kripto ile işi yok, riskli piyasalar ile alakası bile yok. Bu insanlar hayatta kalmaya çalışıyor ve her gün artan kiralar, yaşam masrafları ile hayatta kalmaya çalışıyor. Yani enflasyon en çok onları etkiliyor. Unutmayalım Kasım 2022’de ABD’de ara seçim olacak ve bu ara seçim senatodaki çoğunluğu demokratların kaybetmemesi için çok değerli bir seçim olacak. Bu %40’ı görmezden gelme şansınız yok.
Yani FED’in seçimi büyük oranda siyasi olacak;
Ya elinde riskli ürünleri bulunduran, borsadaki yatırımlarına güvenen, aldığı evlerin her gün fiyatının yükselişine bakan, kiralarının artışına odaklanmış zengin %10 maksimum diyebileceğimiz bir kesimi önceliklendireceksin. Ya da enflasyon baskısı altında hayatta kalmaya çalışan %40 için enflasyonu baskılamak için elinden geleni yaparak gelir adaletsizliğini normalleştirmeye çalışacaksın. En azından yapıyormuş gibi görüneceksin.
Bir başka kamp ise daha fazla karşılıksız para basarak ve bu parayı dağıtarak %40’ın sorununu çözebiliriz düşüncesinde ki bu oldukça yanlış olsa bile söylemeden geçmek istemedim. Siz piyasaya para sürdükçe ve karşılıksız dağıttıkça piyasadaki fiyatları normalleştirmiş olursunuz. Yani bugün 3TL’ye ekmek alıyorsa biri fiyat 5TL’ye çıkmışsa enflasyonun etkisiyle, biraz daha para basarsanız o fiyat 7TL’ye ister istemez çıkar. Enflasyon ateşine biraz daha odun-kömür atmış olursunuz ve iyice gelir adaletsizliğini körüklemiş olursunuz. Bu bir çözüm değil ancak gelecekte yaşanabilecek çok daha büyük bir krize davetiye çıkarmak olur.
Faiz-Enflasyon-Kripto piyasası ilişkisi ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Aşağıdaki tabloya lütfen dikkatli bir şekilde bakalım;
İlk yuvarlak içine aldığım dönem 2017-2018 arası ve BTC’nin 2018 başında zirve yapıp sert düşüşüyle sonuçlanan dönem. 2. daha büyük yuvarlak ise 2021-2022 arası BTC’nin son zirvelerini yaptığı yıllar.
Tabloda mavi olarak gördüğünüz çizgiler FED faizleri. Sarı ile gördüğünüz çizgiler FED’in bilançosu. Turuncu ile gördüğünüz çizgiler ise ABD enflasyonu. Tabii bir de yukarıda da BTC grafiğini göreceksiniz.
2017-2018 yılından şunu görebiliyoruz. Enflasyon kabul edilebilir bir düzeyde 2016 itibariyle artış göstermiş. Fed faizleri 2017-2018 yılları arasında ciddi bir şekilde arttırıyor bu enflasyon karşısında ama bilançoda parasal sıkılaşma yönünde bir hareket 2018 başından önce gerçekleşmiyor 2017-2018 arası sabit bir bilanço var görebileceğiniz gibi. Kırıldığı noktayı aşağıdaki grafikten inceleyebilirsiniz.
Peki 2020 yılından itibaren grafiğe bakarsak; Enflasyon zirvelerde. Bilanço zirvelerde ama Fed faizleri 2020 Marttan beri “0” olarak devam ediyor.
Yani buradan şunu anlıyoruz BTC, faiz artışlarıyla yaşayabilir ve daha önce de yaşamış hatta 2017-2018 zirve bile yapabilmiş. Enflasyonist ortamda yaşayabilir fakat FED’in bilançosu yani parasal sıkılaşma döneminde miyiz yoksa parasal genişleme döneminde miyiz bu BTC ve riskli ürünler için çok önemli olacak.
Dolayısıyla önümüzdeki dönem ile ilgili piyasaların ne kadar riskli bir dönemde olduğunu unutmadan ilerlemek gerekiyor. FED bişey yapamaz, onun etkisi zaten fiyatlandı, buradan bişey çıkmaz, göreceksiniz geri dönecekler vb. Tahminlerde bulunmadan, iddialı cümleler kurmadan riskleri önceliklendirmek, sabretmek gerekiyor ve bence ne kadar önemli bir döneme girdiğimizi unutmamamız gerekiyor.
Ben önümüzdeki toplantılarda faiz artışı kararlarından çok parasal sıkılaşma ile ilgili planları beklemeye ve kovalamaya devam edeceğim çünkü kripto piyasasını ve riskli piyasaları etkileyebilecek asıl faktörün de o olduğunu düşünüyorum.
Son olarak yukarıdaki cümleyi de tırnak içine almak istedim; “Ray Dalio; geçtiğimiz belki 1000 yılda imparatorlukların çöküşü, dünyada rezerv paranın değişimi, dünyadaki güç dengelerinin değişimi, önemli hastalıklar, savaşlar, iç savaşlar’ın takip ettiğini göstererek açıklıyor.”
Böyle bir dönem içerisine girilirse özellikle Bitcoin’in muhtemel bir rezerv para olup olamayacağı da aklımızdan çıkarılmamalıdır.
Yorumlar kapalı.