Dünyaca ünlü dergi The Economist, kripto para dünyasını değerlendiren bir sayı yayınladı ve kapak resminde DeFi kavramına yer verdi. 18 Eylül’de çıkan sayının herkes kapağını konuşuyor olsa da içerisindeki yazıların önemi bir hayli büyük. “Tavşan Deliğine Doğru: Merkeziyetsiz Finansın Vadettikleri ve Tehlikeleri” ismine sahip olan sayı, kripto ekosisteminde tartışmalara yol açtı.
“DeFi, gücü yoğunlaştırmak yerine ayırıyor”
The Economist, bu sayısında, merkeziyetsiz finansın gelişimini ve ortaya çıktığı ortamı ele alıyor. İnsanların, hayatlarının büyük bir kısmını çevrim içi dünyada geçirmeye başladığı ifade edilmiş. Dolayısıyla, kripto devrimi, dijital ekonominin mimarisini doğrudan etkiliyor. Ayrıca, DeFi teknolojisinin büyük bir alternatif olduğu ve yozlaşmayı önlediği belirtilmiş.
DeFi’nin, geleneksel bankacılığın çarklarına çomak sokuyor olmasına rağmen, büyük ve karmaşık altyapı faaliyetleri gerektirmeyen bir teknoloji olarak tanımlanıyor. Buna paralel olarak, blok zincirinin sağladığı şeffaflık ve güvenin önemi anlatılmış. Merkeziyetsiz finansın, geleneksel finansa kıyasla hızlı ve ucuz olmasının en azından teoride işe yaradığı belirtiliyor.
Burada dikkat çeken kısımlardan bir tanesi “en azından teoride” kısmıdır.
The Economist yazarlarının Ethereum başta olmak üzere blok zincirlerinin vadettikleri ile pratikte yaşadığı sorunların farkında olduklarını ve buna gönderme yapmak istediklerini düşünüyorum. Fakat, böyle bir ekonomi dergisine göre kripto dünyasına karşı tutumunun beklenenden olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Aynı makalede, merkeziyetsiz finansın normları ile dijital dünyanın etkileşiminin mühim olduğu söyleniyor. İnsanların kripto paralara yüklediği değerin, dolara yükledikleri değer ile benzerlik gösterdiği ifade edilmiş. Fakat, doların ve diğer itibari paraların devletler tarafından desteklenmesinin önem arz ettiği edildiği bir resim çizilmiş. Ayrıca, itibari parasız bir dünyada merkeziyetsiz finansın, paniğe karşı dayanıksız olacağı anlatılmış.
“Avatarlar, insanların çizgi film versiyonudur”
Her ne kadar derginin kapağı ile merkeziyetsiz finans dünyasına değiniliyor olsa da kripto para ekosisteminde adından sıkça söz edilen NFT de es geçilmemiş. Buna ek olarak, metaverse dünyalar üzerinde kullanıcıların buluştuğu ve farklı bir gerçekliğe adapte olduğundan bahsedilmiş.
Decentraland örneğinde gördüğümüz gibi kullanıcılar gerçek hayatta yaptıklarını metaverse adı verilen dünyalara taşıyorlar. Yapılan eylemler ve paylaşılan bilgiler bu dünyalar üzerinde merkeziyetsiz bir şekilde kriptografik olarak saklanıyor. Katılımcıların ortak gayesi, aracıları ortadan kaldırmak ve her bir bireyin yönettiği bir sistem tasarlamak. Buna paralel olarak, merkeziyetsiz otonom topluluklar (DAOs) kuruluyor. MakerDAO projesinin kurucusu Rune Christensen’a göre, DAO üzerinde kişilerin kim olduğundan çok ne kadar katkı sağladıklarının önemi var.
DAO karar sistemlerinin, merkeziyetsiz finans özelinde etkisi göz ardı edilemez bir gerçektir. Kullanıcılarını dinleyen ve onları karar alma aşamasına dahil eden sistemler, yeni ekonomi modelleri doğuruyor. Farklı blok zincirlerinin yeni uygulamalar sunması da bu teknolojiyi anlamlı ve ezber bozan olarak tanımlamamızı sağlıyor.
DeFi işlemlerinin çoğu Ethereum ağı üzerinde gerçekleşiyor ve 2021’in ikinci çeyreğinde yapılan transferlerin değeri 2.5 trilyon doları aştı. Bu transferler içerisinde, borç alma ve al-sat gibi işlemler yer alıyor. Toplam değer olarak kıyasladığımızda ise, ödeme devi VISA’nın aynı dönemde yaptığı transfere denk olduğunu söyleyebiliriz.
Yorumlar
The Economist’in bu sayısı ile ilgili değinmek istediğim bazı noktalar var. Bunlardan ilki:
Alice Harikalar Diyarı’nda eserinden esinlenilerek tasarlanan kapak resminde metaforlar yer alıyor. Bitcoin, Ethereum, dolar, borsalar ve merkez bankalarını temsil eden madeni paralar bir geçitten aşağıya atlıyor. Ayrıca, aynı deliğe doğru bakan bir yılan var ve üzerinde bazı rakam ve yazılar bulunuyor. Bazı yorumcular, bu karakterlerin dijital cüzdan olabileceğini söylüyorlar.
İkincisi ise:
The Economist dergisinin, büyük ölçüde, küresel sermayeyi merkeziyetsiz finansa yöneltiyor oluşudur. Kısaca açıklamak gerekirse, ABD merkez bankası Fed’in başlattığı “para arzını genişletme” yani para basma politikasının etkileri artarak devam ediyor. Ayrıca, pandemi süresince, dünyanın en zengin 20 milyarderi %68 daha fazla zenginleşti. Bu durum, paranın takibinin daha zor olduğu merkeziyetsiz finansı kıymetli kılıyor. Son olarak, derginin son sayısının bir nevi DeFi açılımı mahiyetinde olduğunu düşünüyorum.